NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
اللَّهِ بْنُ
مَسْلَمَةَ
عَنْ مَالِكٍ
عَنْ أَبِي
الزِّنَادِ
عَنْ
الْأَعْرَجِ
عَنْ أَبِي
هُرَيْرَةَ
عَنْ النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ لَا
تَقْتَسِمُ
وَرَثَتِي دِينَارًا
مَا تَرَكْتُ
بَعْدَ
نَفَقَةِ نِسَائِي
وَمُؤْنَةِ
عَامِلِي
فَهُوَ
صَدَقَةٌ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
مُؤْنَةُ
عَامِلِي يَعْنِي
أَكَرَةَ
الْأَرْضِ
Ebû Hureyre'den demiştir
ki: Nebi (s.a.v.) (şöyle) buyurmuştur:
"Benim mirasçılarım
(benim bırakacağım) bir dinarı bile bölüşemezler, hanımlarımın nafakasından ve
halifemin masrafından başka ne bırakmışsam sadakadır.
Ebû Dâvud dedi ki:
"mü'neti amili" (sözüyle) toprağı (mı) sürenler (in ücreti) denmek
istenmiştir.
İzah:
Buhârî, vesaya, humus,
feraiz; Muvatta, kelain Ahmed b. Hanbel II-249, 376, 463, 464.
Ulema bu hadisteki
dinar kaydının başka mallara tenbih için getirildiğini söylemişlerdir. Bundan
murad miras istemeyi yasaklamak değildir. Zira yasak, vukuu mümkün olan şeylere
mahsustur. Peygamber (s.a.v.)'e mirasçı olmak İse mümkün değildir. Şu halde
hadisten murad, ihbardır. Yani hiçbir şeyi taksim edemezler, çünkü buna
mirasçı olunmaz demektir .Cumhur ulemanın kavli budur.Basra âlimlerinden
bazılarının*'Peygamber (s.a.v.)'e kimsenin mirasçı olmaması, Allah Teala onun
bütün malını sadaka yaptığı içindir." dedikleri rivayet olunursa da
doğrusu Cumhurun kavlidir. Rasûlullah (S.A.V.)'in kadınlarının nafakaları miras
değildir. Onlar, iddet bekleyen kadınlar hükmündedirler. Nafakaları bundan
dolayı verilmiştir. Hattâbî diyor ki: "İbn Uyeyne'den bana anlatıldığına
göre, şöyle dermiş: Rasûlullah (S.A.V.)'in zevceleri iddet bekleyen kadınlar
hükmündedir. Çünkü onlara evlenmek ebediyyen caiz değildir. Bu sebeple onlara
nafaka verilmiş, oturdukları evleri kendilerine terk edilmiştir.
Hadisteki amilden murad
bazılarına göre mütevellidir. Bir takımları, "Halife olsun, onun memurları
olsun, müslumanlar namına çalışan her vazifeli buna dahildir/'
demişlerdir.[Davudoğlu A., Sahih-i Müslim tercüme ve şerhi VII, 516.]
Metin sonuna ilave
ettiği kısımdan merhum musannif Ebû Davud'unda Amil kelimesinin burada Hz. Nebiin
arazisinin idaresini üstlenen kimseler anlamında kullanıldığı görüşünde olduğu
anlaşılmaktadır.[173]